Popüler yayınlar, çok satanlar, bilim-kurgu ve romantik eserler ne kadar büyük bir hızla okunuyorsa o kadar büyük bir hızla da tüketiliyor.
Ama bu tür "gerçek" edebi ürünler önce kendi okuyucusunu seçiyor.
Bana uygun musun? Beni hak ediyor musun? Bana değer veriyor ya da verecek misin? gibi türlü türlü sorular soruyor sana.
Ben ilk başta bir bocaladım sanırım. Bu testi biraz koşullu geçtim (😅)
Her kitabın bir yaşı, zamanı var. Yanlış zamanda başladıysan bitiremiyorsun.
Twilight serisini 5 günde okuyup bitiren aynı kişi. 10 yıl sonra aynı seriyi aynı haz ve hızla okuyamaz değil mi? 😄
***
Uzun bir sürede okuyup bitirebildim. Ha bu kitabın bir türlü akmadığı, okunamadığı anlamına gelmesin. Kesinlikle kendi savsaklığım.
Eserin hak ettiği değeri veremedim uzun bir süre.
Ama çok etkilendim. Çok beğendim.
Okumayı sevdim ve artık daha çok okumaya çalışıyorum.
Bu eserin bir okuru olarak ona layık olmaya çalışıyorum.
Her sayfasında kendimden, toplumumuzdan bir şeyler buldum.
1961 yılında yayımlanmış. Ama günümüz toplumuna dahi söyleyecek birçok söz var içinde.
***
Canım Hayri İrdal, seninle o kadar çok güldüm ve üzüldüm ki. Her derdine ortak oldum. Senin yerine sinirlendim. Resmen kendi kendime sana sahip çıktım. Bu son sayfalara kadar da devam etti.
Hiciv ve ironi dolu bir anlatım, çokça psikanaliz, sembolizm, akıcı bir dil...
İşte bu!
Artık Yeni Türk Edebiyatını da seviyorum!😍
***
Herkeste böyle oluyor mu bilmiyorum ama bu eserden sonra Tanpınar'ın tüm eserlerini okumak istedim.
Sanki bunu yapınca yazarı daha iyi anlayabilecekmişim gibi hissediyorum.
***
Hep özenmiştim okuduğu kitaptan alıntılar çıkarıp bir "Alıntı defteri" yapabilen insanlara.
Ben de kitabı okurken beğendiğim sözlerin altını çizmeye, yanına ünlemler koymaya o kadar alıştım ki bir defter hazırlamaya başladım.
Bu cidden çok hoşuma gitti.
Keşke daha önce başlasaydım bunu yapmaya dedim.
Anı defteri gibi. Arada açıp bakıyorum ve yüzümde bir gülümseme ile o zamana geri gidiyorum.
Çok beğendiğin bir sinema filminin fişini saklamak gibi.
Değer verdiğin biri ile yaptığın seyahatin biletini saklamak gibi.
Öğretmensen eğer öğrencinden aldığın küçük sevgi dolu notları saklamak gibi...
Sizler de yapmadıysanız eğer öneririm, vakit kaybı değil, öyle görmeyin sakın. Pişman olmazsınız.
Bu kadar konuş, konuş iyi de bir alıntı yapmadan olmaz değil mi? 😏
Doğru söze ne hacet!
***
Kitabı okurken bir de Youtube'ta sesli kitabına rastladım. Aslında radyo tiyatrosu. Eski kayıtları koymuşlar sanırım. Çok eğlendim. Onu da çok beğendim.
Kitaba dair her şeyi çok beğendim çok sevdim. 💓
Okuyun, bitirin, radyo tiyatrosunu da dinleyin. 😏👍
Kitap incelemesi olarak bu yazıyı açtıysanız biraz hayal kırıklığı yaşamış olabilirsiniz. Sadece bende uyandırdığı hisleri kendimce anlatmaya çalıştım.
Okuyup okumamak, beğenip beğenmemek size kalmış.
Benimki bir tavsiye o kadar.😊
Yorumlarınızı bekliyorum.
👋💖